Mikro dörtte bir kamera nedir?

 

 

Hemen hemen herkes DSLR kameraları bilir. Mikro dörtte bir (Micro Four Thirds-MFT), tüketici seviyesi ile yarı profesyonel arasında kalan bir melez kamera grubu diyebiliriz. Pahalı aynasız kameralar veya bir DSLR almadan önce birçok amatörün iki kez düşünmesini sağlar.

Panasonic Lumix GH5 fotoğraf ve şaşırtıcı video kalitesi ile MFT kameranın en popüler örneğidir. 

Mikro Dörtte Bir Kamera Sensör Boyutu

Mikro dörtte bir kamera sensörün boyutunu yukarıdaki tablodan görebilirsiniz. Not: Genel olarak daha büyük sensörle, daha kaliteli bir görüntüye, daha dinamik aralığa ve daha geniş bir lens seçimine sahip olursunuz. Seçim yaparken bunu asla unutmayın. 

Peki nasıl çalışırlar?

Geleneksel DSLR / SLR kameralar temelde fotoğrafçıların en çok tercih ettiği modellerden. Manuel (motorlu da olsa) bir sistem, ışığı makinanın içerisindeki bir aynadan yansıtarak sensörü belirli bir süre ışığa mazur bırakır. Deklanşöre bastığınızda ayna açılır, deklanşör açılır ve diyafram kapanır, ve ışık sensöre geçmiş olur.

Aynasız kameralar, adından da anlaşılacağı gibi aynası yoktur. Işık, çok daha az mesafeye ihtiyaç duyan sensöre doğrudan maruz kalır ve kamera ölçülerinin daha küçük olmasını sağlar. Lensi aynasız bir kameradan çıkarırsanız sensörü doğrudan görebilirsiniz, DSLR’da ışığı yansıtmak için bir ayna ve reflektör sistemi görürsünüz. 

Aynasız daha sessizdir ve “klik” sesi duyulmaz çünkü içeride yukarı dönen bir ayna yoktur. 

Yararları

Tipik DSLR kameraları sevmemek için basit bir neden vardır – ağır ve hantaldırlar. Mikro dörtte bir kamera hakkında fark edeceğiniz ilk şey, gövdesinin küçük olmasıdır, çünkü bir ayna sistemi kullanmazlar, çok kompakttır ve bas-çek tarzında tasarlanmıştır, bu da onu çok hafif ve küçük yapar. Bir DSLR’nin flaş yuvası ve manuel mod gibi aynı özelliklerinin çoğuna sahiptir. 

Lensler daha hafiftir çünkü büyük görüntü üretmeleri gerekmez (bunların profesyonellere yönelik olmadığını, ancak ortalama kullanım için yeterli olduklarını unutmayın.) İçeride bir aynanın olmaması, fotoğraf makinesinin önemli ölçüde daha az gürültü yaptığı anlamına gelir; bu, bebek fotoğrafçılarının ve vahşi yaşam fotoğrafçılarının özellikle ilgileneceği bir şeydir. Bir bebeği, böceği veya ürkek bir hayvanı korkutan bir ses oluşmadığı için tercih edilebilirler.

Bunlar tipik DSLR’nizden çok daha taşınabilirdir. Lensler, daha küçüktür ve daha uzun odak uzunluklarına sahiptir, daha küçük ve daha hafif lensler taşıdığınız anlamına gelir. 100 mm bir lens, tam kare sensörlü bir kameranın 200 mm’sine daha çok benzer bir görsel üretir.  

Mikro 4/3 – Aynasız

Mikro dörtte bir kamera teknik olarak aynasız bir kameradır. Ancak aynasız kamera ille de mikro 4/3 olmak zorunda değildir. Aslında her şeyin sensör boyutuyla ilgisi vardır. Aynasız kameralarda tam çerçeve sensörler, kırpma sensörler veya mikro dörtte bir sensörler bulunabilir. MFT sensörleri harika fotoğraflar çekebilir, ancak birçoğu kalite açısından hala APS-C ve Tam Format olanların gerisinde olduğunu söyleyebiliriz.

Otomatik odaklama sistemleri ise çok büyük bir sorun. Yeni 4/3 kameralar daha iyi otomatik netlemeye sahip olmayı vaat etsede, aynasız veya normal bir DSLR kadar olamazlar. Geliştirilen algoritmalar sayesinde yeni nesil kameralarda belki bu netleme konusu değişebilir ama şimdilik manuel odaklamada harika değilseniz veya hızlı şekilde çekim yapmanız gerekiyorsa hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.  

Diğer bir konu da post prodüksiyondur. 4/3 aynasız kameralardaki dinamik aralık, tam kare veya kırpma sensörlü DSLR’da elde edilen derinliğe sahip değildir. Ayrıca aynasız veya standart DSLR’ler seçtiğiniz de çok çeşitli lensler ve ek parçalara sahip olabilirken mikro 4/3 için son derece sınırlayıcıdır.  

Micro 4/3 fotoğraf makinesini kimler satın almalı?

Mikro 4/3’ün kabul edilebilir ve harika bir şey olacağı yerleri şöyle sıralayabiliriz. İkinci kamera isteyen bir fotoğrafçıysanız, bu kabul edilebilir ve idealdir. Pahalı kameranızı riske atmak istemediğiniz veya bir yere seyahat etmek istediğinizde Mükemmel olabilir!

DSLR fotoğrafçılığına geri dönecek olursak, aynasız kameraların çok açık bir şekilde geleceği şekillendireceği görünüyor, ancak aynalı teknolojisinin geliştirilmesi 80 yıldan fazla sürdüğünü ve aynasızın henüz 10 yılı doldurmadığını göz önünde bulundurun. 

Profesyonel açıdan merak edenleriniz varsa Sony A7R-3 yada A7R-4 kameralarını, aynasız teknolojisini anlamak için deneyebilirsiniz. Bu kameralar, tam kare aynasız teknolojinin en yenilerinden olan kameralardandır. Mikro 4/3 sensörler bu seviyelerde olmasa bile, çalışma prensibi bakımından konseptleri aynıdır. 

Sonuç

MFT kameraların daha hafif olması ve tam kare aynasızlar ile benzer işlevlere sahip olmasını ele aldığımızda, gerçekten işe yaradığını söyleyebiliriz. Profesyonel olarak kullanım için çokta tercih edilebilecek bir ürün olmadığını dile getirmeliyim ancak meraklı bir fotoğrafçı yada seyahat eden bir gezgin yada görüntü kalitesinin çokta önem arz etmediği durumlarda kullanmak adına elverişli olduğunu söyleyebiliriz.